Odaklanmakta çok zorlanıyorum! Odaklanma konusunda süreklilik sağlayamıyorum! En ufak bir uyarıcı odağımı dağıtabiliyor! Kulağa çok tanıdık geliyor değil mi? Birçoğumuz hayatımızın farklı evrelerinde birbirinden farklı birçok eylemi gerçekleştirirken bu ya da buna benzer cümleler kullanmışızdır.
Odaklanma tanımı itibarıyla; Hiçbir iç ve dış uyarandan etkilenmeden herhangi bir iş üzerinde dikkati sürdürebilme becerisidir. Çevremizde birçok uyarıcı bulunur. Bunlardan bazılarına dikkat yoğunlaşabilir ve bu durum odaklanma düzeyimizi etkiler.
Bilinçli zihnimiz oldukça dar bir aralıktadır. Duyusal belleğimize gelen saniyede yaklaşık 11 milyon bit veriden zihnimiz bunların sadece 40 bitini algılayabiliyor. Bu durum uçsuz bucaksız karanlık bir tünele küçük bir el feneri ile girmek gibi bir şey. Yani odaklanabilmek gerçekten de zor bir bilişsel süreç.
Bununla birlikte kendi danışanlarımdan edindiğim tecrübeler doğrultusunda şunu söyleyebilirim ki odaklanma konusunda en önemli faktörler; Aynı anda tek bir iş ile uğraş halinde olmak ile birlikte arka planda bir duygusal motivasyonun bulunmasıdır. Yani gerçekleştirdiğiniz eylemi sevmek, ilgi duymak ya da bu eylem ile ilgili bir beklenti içerisinde olmak duygusal motivasyonumuzu artırdığı gibi buna paralel olarak odaklanma düzeyimizi de artırıyor.
Peki neden odaklanamıyoruz?
İnsan beyni olağanüstü bir çalışma gücüne sahiptir. Fakat sadece bir iş üzerinde odaklandığında istenilen başarı grafiğini sağlar. Çünkü beyin programımız belli salgılanışların belli alanlarda yoğunlaşmasıyla harekete geçer.
Beynimiz aynı anda birden fazla işle ilgilenmek durumunda bırakıldığında, sürekli olarak farklı alanlardan sinyaller göndererek bizleri uyarır. Böylelikle motor ve zihinsel faaliyetlerin birden çok iş arasında bocalayıp durmasıyla “dağınık beyin” dediğimiz sendromun tam ortasında kendimizi buluruz.
Odaklanmanın en büyük düşmanı birden fazla eylem ile uğraş halinde olmak
Yapılan araştırmalarda, birden fazla konuya odaklanma sürecinde beynimizin iki konudan birini milisaniye ertelemekte olduğu bilgisine ulaşılmıştır. Bu bilgiden yola çıkarak, beynimizin işleyişinin iki konuya odaklanmaya uygun olmadığı saptanabilir. Tek bir işe odaklanmak eksiklik değil, verimliliktir.
Birden fazla iş yapmaya kalkıştığımızda, beynimiz gereğinden fazla yorulur ve bilişsel yeteneklerde azalmalar meydana gelir.
Aynı anda birden çok uğraşının beyin fonksiyonlarını nasıl etkilediğini açıkladık. Tabii ki bunun önemli ölçüde olumsuz etkileri var: yüzeysel düşünmek, üretememek, yanlış bulgular ve bilgi karmaşası bunların başlıca olanlarıdır.
Bu tip durumlarda ise çeşitli savunma mekanizmaları geliştiririz. Depresif belirtiler ve erteleme davranışı bunlardan en çok görülenleridir.
Odaklanmakta zorlanmamızın en önemli nedenlerinden biri de düzensiz bir çalışma programına sahip olmaktır.
Söz gelimi gün içerisinde birden fazla sorumluluğu olan bir birey, bu sorumluluklarını düzensiz bir program ile yerine getirmeye çalıştığında hem zaman kaybı yaşar, hem de gereken verimi elde edemez.
Bunun önüne geçmenin en ideal yolu ise günlük işlerimizi bir kâğıda, önceliklerine göre sırasıyla not etmektir. Böylelikle beynimizin bir karar almasını sağlarız ve öncelikli işlere yönelik dikkatimizi artırabiliriz. Daha sonra ise bitirdiğimiz işimizi, not kâğıdının üzerinde karalama yaparak belirtebilir, böylece önümüze koyduğumuz kısa vadeli hedefleri gerçekleştirerek günümüzü en verimli şekilde geçirebiliriz.
Odaklanmamızın önündeki bir diğer engel ise; patolojik bir durum olan Serebropatidir. Bir tür zihin yorgunluğu demek olan serebropati, konsantrasyon üzerinde önemli bir etki gücüne sahiptir. Bununla birlikte karar almamızı da olumsuz etkileyerek, iş karmaşasının oluşmasına neden olur.
Serebropati’nin önüne geçmek için ise hayatınızı bir düzene sokmanız gerekir. Evet, bu düzen doğanın işleyişine uyum sağlamaktır. Yani gece uyumak, sabah erkenden güne merhaba demek, gündüzü mümkün olduğunca verimli geçirmek, gün içerisinde kısa yürüyüşler, yine gün içerisinde yapılacak kısa süreli egzersizler ve sağlıklı beslenme
Peki odaklanma düzeyimizi nasıl artırabiliriz?
- Öncelikle odak gerektiren çalışmalar sırasında dikkat dağıtıcı tüm unsurları ortadan kaldırmak gerekir.(Telefon, Televizyon, Bilgisayar, yiyecek ve içecek vb.)
- Ev ya da işyerinde kendimizi çalışırken iyi hissettiğimiz bir oda ya da bir alan varsa orada çalışmak odaklanma düzeyini artırabilir.
- Odağınız düşünceden düşünceye kaydığında yanınızda boş bir kağıt bulundurabilirsiniz ve zihninizi meşgul eden düşünceleri kağıda yazabilirsiniz.
- Kısa vadeli belirli bir hedef koyun ve ona odaklanın. Hedefler rastgele olmamalı ve mutlaka bir amaca hizmet etmeli.
- Gerçekleştirmek istenilen işin kolaylığı ya da zorluğuna göre kısa zaman dilimlerinde olacak şekilde çalışma periyotları oluşturulabilir. Ör: (30-40dk.)
- Öğrendiğiniz bilgileri daha önce öğrendiğiniz bilgiler ile ilişkilendirmek, daha önceki bilgileri tekrarlamayı sağladığı gibi ilişkisel öğrenme yoluyla odaklanma düzeyinizi de artırabilir.
Tüm bu öneriler dikkate alınarak ve bunlarla ilgili pratik yapılarak odaklanma süresi artırılabilir. Tabii ki çok kısa sürede maksimum odaklanma düzeyine ulaşmayı hedeflemek hayalcilik olabilir. Ancak bu adımları sürekli yerine getirerek süreç içerisinde odaklanma süresini artırabilirsiniz.